Aile (Boşanma) Hukuku

Eşlerin Sadakat Yükümlülüğü

Eşlerin Sadakat Yükümlülüğü

Eşlerin Sadakat Yükümlülüğü, eşlerin birbirlerine ve üçüncü kişilere karşı kurdukları ilişkilerde, evlilik birliğini tehlikeye atabilecek her türlü davranıştan uzak durmalarını ifade eder.

Resmi memur önünde karşılıklı evlenme iradesinde bulunan eşler,  evlilik birliğini kurduklarında çeşitli hak ve yükümlülükleri de üstlenmiş olurlar. Bu hak ve yükümlülükler, Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) “Evliliğin Genel Hükümleri” başlığı altında düzenlenmiş olup, TMK m. 185-187 arasında yer alır.

Eşlerin birbirleriyle ilgili olarak yerine getirmekle yükümlü oldukları temel görevlerden biri, TMK m. 185/III’te ifade edilen “sadakat”tir. Bu hüküm gereğince, eşlerin birbirine sadık kalması bir zorunluluktur ve kanun, bu noktada kadın veya erkek arasında herhangi bir ayrıma gitmez.

Her ne kadar sadakat denilince akla sadece cinsel sadakat gelse de, Sadakat kavramının içine cinsel, duygusal, fiziksel, sosyal, görsel ve ekonomik boyutların hepsi dâhil edilmekte, dolayısıyla evlilik birliğinin korunmasına yönelik geniş kapsamlı bir yükümlülükten bahsedilmektedir.

Sadakat yükümlülüğü, esasen evlilik birliğinin sürekliliğini ve istikrarını sağlamada son derece önemli bir işleve sahiptir. Eşlerin karşılıklı olarak birbirlerini gözetmelerini ve evlilik kurumuna zarar verebilecek her türlü davranışlardan kaçınmalarını gerektiren bu yükümlülük, boşanma davası açıldığı zaman da sona ermez. Boşanma kararı kesinleşinceye dek eşlerin hâlen evli oldukları kabul edilir.

Boşanma Kararının kesinleşmesi ve ne zaman kesinleştiği konusunda detaylı Anlaşmalı Boşanma Davasında Karar Ne Zaman Kesinleşir? başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.  

Bu yazımızda, öncelikle sadakat kavramına ve hukuki çerçevesine değinilecek; tüm boyutlarıyla birlikte ele alınan sadakat yükümlülüğünün, boşanma davası sürecinde gerçekleşen sadakatsizlik eylemlerinin mevcut davaya etkisi ve Yargıtay uygulamasındaki örnekler incelenecektir.

Eşlerin Sadakat Yükümlülüğü
Eşlerin Sadakat Yükümlülüğü

Sadakat Yükümlülüğü Kavramı:

TMK m. 185/III’te “eşlerin birbirine sadık kalmak zorunda oldukları” belirtilmekteyse de, sadakat kavramının ayrıntılı bir tanımı kanunda yoktur.

Türk Dil Kurumu sözlüğünde sadakat: sadık olma, içten bağlılık, sağlam ve güçlü bağlılık şeklinde tanımlanmıştır.

Yine doktrinde sadakat, içten, sağlam ve güçlü bağlılık olarak tanımlanmıştır.

Bununla birlikte, evlilik birliğinde sadakat; eşlerin aralarındaki özel ilişkiyi ve karşılıklı güveni korumaları, dürüstlük kuralı çerçevesinde birbirlerinin evlilik içi menfaatlerini gözetmeleri ve evlilik birliğine zarar verme potansiyeli taşıyan davranışlardan kaçınmaları şeklinde tanımlanır.

Aynı zamanda, sadakat yükümlülüğü TMK m. 2’de düzenlenen dürüstlük kuralının evlilik ilişkisine özgülenmiş yansıması olarak düşünülebilir. Eşler, kanunen bir sözleşme addedilen evlilik birliğinin tarafları oldukları için, bu birliktelikte birbirlerine karşı dürüst davranmak ve ahde vefayı gözetmekle yükümlüdürler. Böylece, evlilik birliğinin korunması ve devamı; ancak sadakat yükümlülüğüyle mümkün hâle gelir.

Eşlerin Sadakat Yükümlülüğü ve Yasal Mevzuat:

Sadakat yükümlülüğü bir çok mevzuatta ve hukuk dalında geçerli olan bir ilkedir. Sadakat yükümlülüğü Türk Ticaret Kanunu’nda ve İş Hukukunda da geçerli bir ilkedir.

Ancak yazımızın konusu Aile Hukuku olduğu için Eşler arasındaki Sadakat yükümlülüğüne ilişkin mevzuatları incelemek gerekir.

 

Türk Medeni Kanunu’nda Eşlerin Sadakat Yükümlülüğü:

Türk Medeni Kanunu 185. maddesinde Evliliğin Genel Hükümleri açısından eşlerin “Hak ve Yükümlülükleri” düzenlenirken “Sadakat (Sadık Olmak, Sadık Kalmak) Yükümlülüğü düzenlenmiş ve “Zorundadır” ibaresi ile emredici olarak düzenlenmiştir.

Madde 185- Evlenmeyle eşler arasında evlilik birliği kurulmuş olur.

Eşler, bu birliğin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamak ve çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine beraberce özen göstermekle yükümlüdürler.

Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar.

Anayasa’da Eşlerin Sadakat Yükümlülüğü:

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na bakıldığında eşlerin sadakat yükümlülüğünün tanımlanmadığı ancak bu yükümlülüğünün varlığı dolaylı olarak görülebilmektedir. Konuya ilişkin olarak Anayasa’nın “Temel Hak ve Hürriyetler” başlıklı md. 12/II’de kişilerin temel hak ve hürriyetlerinin aynı zamanda ailesine karşı ödev ve sorumlulukları da barındırdığı belirtilmektedir.

Temel hak ve hürriyetlerin niteliği

Madde 12 – Herkes, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahiptir.

Temel hak ve hürriyetler, kişinin topluma, ailesine ve diğer kişilere karşı ödev ve sorumluluklarını da ihtiva eder.

Anayasa’daki bu Maddenin gerekçesine bakıldığında kişinin hak ve hürriyetlerini kullanmada özgür olduğu, ancak bunları kullanırken ailesine karşı olan ödev ve sorumluluklar çerçevesinde kullanması gerektiği anlaşılmaktadır. Gerçekten evlilik birliğinde eşler ekonomik, sosyal, duygusal özgürlüğe sahiptir. Ancak bu haklar kullanılırken aileye karşı ödev ve sorumlulukların da bilincinde olarak hareket edilmelidir.

Anayasa madde 12 gerekçesi:

Maddenin ikinci fıkrasında ise, temel hak ve hürriyetlerin ikinci bir niteliği belirtilmiş bunların, içinde yaşanılan topluma, aileye ve diğer kişilere karşı ödev ve sorumlulukları da beraberinde getirdiği belirtilmiştir. Kişi sahip bulunduğu hak ve hürriyetleri kendi iradesi doğrultusunda kullanırken bu ödev ve sorumlulukları da göz önünde bulundurmak zorundadır.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası Gerekçesine bu linkten ulaşabilirsiniz.

Evlilik birliğinde sadakat yükümlülüğüne aykırılık halinde dayanak hükümlerden birisi de Anayasanın “Ailenin Korunması” başlıklı 41. maddesidir. Maddede devletin aile hayatına koruma maksatlı müdahalesi düzenlenmektedir. Eşlerin sadakat yükümlülüğüne aykırılığında uygulanabilecek hükümlerden olan TMK md. 195’nin dayanağının Anayasa. md. 41 olduğu söylenebilir.

I. Ailenin korunması ve çocuk hakları

Madde 41 – Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır.

Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar.

Her çocuk, korunma ve bakımdan yararlanma, yüksek yararına açıkça aykırı olmadıkça, ana ve babasıyla kişisel ve doğrudan ilişki kurma ve sürdürme hakkına sahiptir.

Devlet, her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır.

6284 sayılı Kanunda Sadakat Yükümlülüğü

Her ne kadar evlilik sürecinde sadakat yükümlülüğünün temel dayanağı Türk Medeni Kanunu olsa da, sadakat yükümlülüğünün ihlali sadece Türk Medeni Kanunu’nda değil ayrıca başka mevzuatlarımızda da düzenlenmiştir.

Aşağıda ayrıntılarıyla açıklayacağımız Fiziksel Sadakat yükümlülüğüne aykırı davranan kişinin bu eylemi karşısında diğer eşin korunmasına ilişkin düzenlemeleri içeren 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun hükümleri incelendiğinde detaylı olarak fiziksel şiddet mağdurunu koruyucu önlemler ve bu önlemlere aykırı davranan kişiye yaptırımlar özel olarak düzenlenmiştir.

Türk Ceza Kanunu’nda Eşlerin Sadakat Yükümlülüğü:

Yine 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu‘nda Fiziksel Sadakate aykırı davranan eşin bu eylemi üzerine şikayet olmasa bile Eşe Karşı Kasten Yaralama Suçu ve Yaptırımı düzenlenmiştir.

Kasten Yaralama suçunun;

a) Üstsoya, altsoya, eşe, boşandığı eşe veya kardeşe karşı,

işlenmesi halinde şikayet aranmaksızın verilecek ceza yarı oranında…. arttırılır.

hükmü yer almaktadır.

Yine eşe karşı tehdit, hakaret suçları Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen Sadakat Yükümlülüğünün ihlalidir. Gerçekten de bu suçların eşe karşı işlenmesi Duygusal Sadakat Yükümlülüğünün ihlali olmaktadır. Bu ihlali gerçekleştiren eşin eylemi Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenmiş Tehdit (TCK. m. 106) ve Hakaret (TCK. m. 125) suçlarıyla cezalandırılması gündeme gelmektedir.

Eşlerin Sadakat Yükümlülüğünün Kapsamı

Sadakat denildiğinde akla ilk olarak “cinsel sadakat” gelse de, öğretide ve yargı uygulamasında bu kavramın duygusal ve ekonomik boyutlarıyla birlikte ele alınması gerektiği kabul görmektedir. Nitekim TMK’da sadakatin kapsamı açıkça belirtilmemiş, yalnızca “sadık kalmak” şeklinde genel bir ifade kullanılmıştır. Farklı kaynaklarda ve yargı kararlarında, cinsel, duygusal ve ekonomik sadakat olmak üzere üç farklı yönü bulunan bütüncül bir yükümlülük söz konusudur.

Bir davranış, eş zamanlı olarak birden fazla sadakat türünün ihlaline sebep olabilir. Örneğin, aile geçimini güçlükle sağlayabilen bir eşin, evin bütçesini başka bir kişiyle yaşadığı ilişki uğruna harcaması hem ekonomik hem duygusal hem de cinsel sadakatsizliğe vücut verebilir.

Şimdi Sadakat Yükümlülüğü türlerini ve Yargıtay uygulamasında hangi eylemlerin bu sadakat yükümlülüğüne aykırılık olduğunu birlikte inceleyelim.

Cinsel Sadakat Yükümlülüğü:

Sadakat yükümlülüğünün en belirgin yönü, eşlerin üçüncü kişilerle cinsel yakınlık kurmaktan kaçınmalarıdır. Diğer bir ifadeyle “cinsel sadakat,” eşlerin dışarıdan herhangi bir cinsel ilişkiye girmemeleri ve bunu çağrıştıracak ya da kolaylaştıracak davranışlardan uzak durmaları anlamına gelir. Tek eşlilik prensibine uygun olan bu yaklaşım, aynı zamanda evlilik birliği çerçevesinde cinsel ilişkinin münhasırlığı ilkesini de yansıtır.

Uygulamada cinsel sadakate aykırılık denince akla ilk gelen, eşlerin iradi biçimde üçüncü kişilerle cinsel ilişki yaşamalarıdır. Ancak bu kavramı yalnızca fiilî ilişki ile sınırlamak doğru olmaz; cinsel içerikli flörtleşmeler, uygunsuz temaslar, cinsel mesajlaşmalar gibi davranışlar da sadakat yükümlülüğünün ihlali kapsamına girebilir.

Eğer Cinsel Sadakatsizlik cinsel birleşme boyutunda ise Türk Medeni Kanunu 161. maddede düzenlenen Zina eylemi gerçekleşir. Diğer eşin Zina Sebebine dayalı olarak boşanma davası açması gerekir.

Ancak Cinsel Sadakatsizlik cinsel birleşme boyutunda değilse, flört veya aşıkane hareketler boyutunda ise Cinsel Sadakat Yükümlülüğünün ihlali gerçekleşir, Güven Sarsıcı Hareket olduğundan Türk Medeni Kanunu 166. maddede düzenlenen Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedenine dayalı boşanma davası açılması mümkündür.

Cinsel Sadakat Yükümlülüğünün İhlali ve Güven Sarsıcı hareketler konusunda detaylı bilgi için Güven Sarsıcı Hareketler – Cinsel Sadakat Yükümlülüğü başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz. 

Yargıtay Uygulamasında Cinsel Sadakat Yükümlüğünün İhlali teşkil eden bir başka deyişle Cinsel Sadakate aykırı davranışlardan bazıları şunlardır.

  • Başkasıyla el ele görülmek,
  • İstenmeyen kişilerle arkadaşlık etmek,
  • İletişim araçlarıyla güven sarsıcı davranışta bulunmak,
  • Sevgilisini unutamadığını söylemek,
  • Parklarda yabancı kişilerle oturmak,
  • Gittiği yeri izah edememek,
  • Eski nişanlıyla görüşmek,
  • Başkasıyla sık sık görüşmek

Yargıtay İçten bağlılık olarak tanımladığı Sadakat kavramından yola çıkarak, eşine içten bağlı olan bir kişinin bu şekilde davranışlarda bulunmayacağından bu eylemleri cinsel sadakat yükümlülüğüne aykırı hareketler olarak nitelemiştir.

Duygusal Sadakat Yükümlülüğü

Evlilik, yalnızca cinsel bir birliktelik değildir; aynı zamanda sevgi, saygı, güven ve manevi bağlılık üzerine kurulu bir ortaklıktır. Bu sebeple “duygusal sadakat” de sadakat yükümlülüğünün önemli bir boyutunu oluşturur. Duygusal sadakat, eşlerin birbirine karşı sevgi, şefkat ve anlayış göstermesini, evliliğin özüne zarar verecek ilgisizlik, aşağılama, hakaret, zorbalık gibi eylemlerden kaçınmalarını gerektirir.

Eşlerin birbirleri hakkında üçüncü kişilere iftira atması, haksız yakıştırmalarda bulunması, güven duygusunu zedeleyecek davranışlar sergilemesi de duygusal sadakat yükümlülüğünü ihlal eder. Ayrıca, eşlerden birinin diğerinin rızası olmaksızın onun kişisel verilerini elde etmeye çalışması, gizli bilgilerini kaydetmesi, özel yaşam alanını ihlal etmesi gibi eylemler de manevi mahremiyeti çiğnediğinden sadakat kapsamındaki yükümlülüğe aykırılık oluşturur.

Duygusal Sadakate Aykırı davranışlar açısından Türk Medeni Kanunu’nun 162. maddesinde düzenlenen Pek Fena Muamele ve Onur Kırıcı Davranış düzeyinde olması halinde bu maddeye istinaden, aksi takdirde Türk Medeni Kanunu 166. maddesinde düzenlenen diğer adı Şiddetli Geçimsizlik olan Evlilik Birliğinin Temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davası açılabilir.

Duygusal sadakatsizlik; pek çok farklı şekilde ortaya çıkabilir. Yargıtay Uygulamasına Göre Duygusal Sadakate Aykırı Davranışlar şunlardır.

  • Küçültücü davranmak.
  • Suçlayıcı davranmak,
  • Hakaret edici davranmak,
  • Sevgisiz davranmak,
  • Baskıcı davranmak,
  • İlgisiz davranmak,
  • Dışlayıcı davranmak,
  • Aile Sırlarını açıklamak,
  • Yatak Odası sırlarını açıklamak
  • Evlilik sırlarını açıklamak
Eşler, ekonomik olarak birbirlerine sadık olmak zorundadır. Bu yükümlülük aynı zamanda ekonomik konularda şeffaf olmayı da içermektedir.

Ekonomik Sadakat Yükümlülüğü

Evlenme ile birlikte Evlilik Birliği oluştuğu gibi, Ekonomik Birlik de oluşur. TMK m. 186/III uyarınca “Eşler, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katılırlar.” Bu hüküm, eşlerin her birinin gelirine veya malvarlığına göre evliliğin giderlerine ortak olması gerektiğini ortaya koyar.

Ekonomik sadakat, eşlerin birbirlerinin mali menfaatlerini korumaları ve evlilik birliğinin ekonomik düzenini tehlikeye atacak eylemlerden kaçınmaları demektir. Eşlerden birinin kazanç ve birikimini lüks harcamalar, kumar, aşırı alkol tüketimi gibi nedenlerle ölçüsüz biçimde harcaması ve aile geçimini tehlikeye sokması, ekonomik sadakatsizlik olarak nitelendirilebilir.

Ayrıca öğretide, ekonomik sadakatin bir sonucu olarak eşlerin birbirlerine ekonomik durumları hakkında doğru bilgiler verme ödevi olduğu da belirtilmektedir. Her ne kadar TMK’da, İsviçre hukukundakine benzer şekilde düzenleyici ve detaylı bir “malvarlığı hakkında bilgi verme yükümlülüğü” hükmü yer almasa da, kanaatimizce, dürüstlük kuralı gereğince önemli ekonomik değişiklikleri (yüksek miktarda borçlanma, kıymetli eşyaların satışı, gelirdeki ciddi artış ya da azalma vs.) diğer eşle paylaşmak sadakat yükümlülüğünün kapsamında değerlendirilir.

Eşlerin, boşanma süreci de dâhil olmak üzere, aile bütçesi veya birliğin malvarlığı aleyhine olabilecek “kötüniyetli” işlemlerden uzak durması gerekir. Bir eşin diğer eşin aleyhine olacak biçimde malvarlığını devretmesi, ihtiyaç duyulan malı sırf öteki eşi mağdur bırakmak için elden çıkarması, ekonomik sadakatin ihlali olarak yorumlanabilir. Ek olarak, eşin çalışmasına engel olmak, ekonomik kaynaklarını tamamen kısıtlamak, geçimini sağlamaya yetecek miktarları vermemek gibi tutumlar da “ekonomik şiddet” olarak adlandırılmaktadır ve bu fiiller de ekonomik sadakatsizliğin bir görünümüdür.

Yargıtay uygulamasında Ekonomik Sadakate aykırı davranışlardan bazıları şunlardır.

  • Aşırı borçlanmak,
  • Haciz gelmesine sebebiyet vermek,
  • Kumar oynamak,
  • Borçlarını ödememek,
  • Cebinden habersiz para almak,
  • Aşırı derecede şans oyunu oynamak,
  • Çalışmamak,
  • Zorla Çalıştırmak,
  • Çalıştırmamak,
  • İşten çıkarılmasını sağlamak,
  • Uygunsuz işte çalışmak

Fiziksel Sadakat Yükümlülüğü

Fiziksel sadakat yükümlülüğü, eşlerin birbirlerine karşı hangi şartlar olursa olsun fiziksel şiddet içeren davranışlarda bulunmamasıdır.

Bir kadın ile erkeğin yaşamlarını birleştirmeleri, bu yönde resmi memur önünde irade beyanında bulunmaları onları birbirlerine karı-koca (kanunun deyişiyle eş) yapar. Birbirlerinin malı-mülkü ya da kölesi değil! Bir başka deyişle, evli olmak eşine dilediği gibi davranma hakkı vermez!

Fiziksel sadakatsizlik, fiziksel şiddet demektir. Fiziksel sadakate aykırı davranışlar da fiziksel şiddet içeren davranışları oluşturmaktadır.

Fiziksel Sadakat Yükümlülüğü ile ilgili bazı hususlar üzerinde önemle durmak istiyorum.

Fiziksel sadakat yükümlülüğünün ihlali, yargı kararlarında fiziksel şiddet olarak ifade edilir. (Yani fiziksel sadakatsizlik = Fiziksel Şiddet)

Fiziksel Sadakatsizlik (Fiziksel Şiddet) içeren eyleminin etkisi dikkate alınmaz. Yani fiziksel şiddete uğrayan eş üzerinde oluşan izin, yaralanmanın, etkinin geçici ya da kalıcı olması fiziksel şiddetin varlığı bakımından önem arz etmez. Daha ağır yaralanmaların sonuçları daha vahimdir. Ancak hafif şekilde fiziksel şiddet, sonuçta fiziksel şiddettir.

Fiziksel Sadakat Yükümlülüğüne aykırılık için eylemlerin sürekli olması aranmaz. Bir defa dahi fiziksel şiddet uygulanmış ise ortada Fiziksel Sadakat Yükümlülüğüne aykırı davranış vardır.

Fiziksel Sadakat Yükümlülüğüne ilişkin hem Türk Medeni Kanunu’nda boşanma, maddi ve manevi tazminat gibi hususlar düzenlendiği gibi, 6284 Sayılı Kanun Uyarınca Önlemler ve Tedbirler uygulanacak aynı zamanda Türk Ceza Kanunu kapsamında Eşe Karşı Kasten Yaralama Suçunun unsurları gerçekleşmiş olacaktır.

Son olarak Fiziksel Şiddet içeren eylemin mutlaka gerçekleşmesi gerekmez. Eksik teşebbüs dediğimiz -örneğin tam eşine vuracakken orada bulunanların vuramaması- durumlarda da fiziksel sadakat yükümlülüğünün ihlali söz konusudur.

Yargıtay kararlarında:

  • eşin diğer eşi dövmesi,
  • kesici delici alet ile yaralaması,
  • ısırması,
  • eşya ile vurması,
  • tekme atması,
  • itmesi,
  • tırmalaması
  • Yaralamak,
  • Kilitlemek,
  • Zarar vermek,
  • Zorlama içeren davranışta bulunmak,
  • Şiddete kalkışmak

Fiziksel Sadakate Aykırı davranış (=fiziksel şiddet) olarak nitelendirilmiştir.

Görsel Sadakat Yükümlülüğü

Eşlerin görsel sadakat yükümlülüğü, evlilik birliğinde diğer sadakat yükümlülüklerine ek olarak  görsel ve dijital davranışlar üzerinden de sadakat yükümlülüğünü ifade eder. Bu, eşlerin birbirlerine karşı gösterdiği güven ve sadakatin, sadece fiziksel sadakatle sınırlı olmadığını, aynı zamanda dijital ve görsel düzeyde de geçerli olduğunu belirten bir anlayıştır. Günümüzde teknolojinin etkisiyle görsel sadakat de önemli bir konu haline gelmiştir.

Görsel sadakat yükümlülüğü, eşlerin birbirlerinin özel hayatına saygı duymalarını ve dijital ortamlarda da sadık kalmalarını gerektirir. Bu durum, bir eşin diğerine ait özel görüntülerin izinsiz bir şekilde paylaşılmaması, uygunsuz fotoğrafların gönderilmemesi veya gizli görsellerin başkalarına gösterilmemesi gibi konuları içerir. Aynı şekilde, dijital ortamda yapılan sadakatsiz eylemler, örneğin sosyal medyada bir başkasıyla olan uygunsuz paylaşımlar veya özel yazışmalar da görsel sadakatsizlik olarak değerlendirilebilir.

Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen eşlerin birbirlerine karşı sadakat yükümlülüğü sadece fiziksel ilişkileri değil, duygusal ve dijital ilişkileri de kapsar.

Her ne kadar kavram olarak yeni olsa da, birçok Yargıtay içtihatların da, sadakat ilkesinin, eşlerin görsel ve dijital davranışlarını da kapsadığını kabul etmektedir.

Yargıtay’ın görsel sadakat yükümlülüğüne aykırı kabul ettiği davranışlar şunlardır.

  • Günlükteki anlatımlarını açığa vurmak,
  • Telefon kayıtlarını açığa vurmak,
  • Mesaj kayıtlarını açığa vurmak,
  • Görüntüsünü açığa vurmak,
  • Mektup içeriğini açığa vurmak,
  • Televizyon programına çıkarak evliliği ile ilgili sır niteliğindeki bilgileri paylaşmak,
  • Sosyal medyada eşini rencide edici şekilde paylaşımlarda bulunmak,
  • Eşine sosyal medya üzerinden hakaret ve tehditler savurmak,
  • Eşi ile gerçekleşen özel mesajlarını medyaya paylaşmak

Sosyal Sadakat Yükümlülüğü

Evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerinden olan sadakat yükümlülüğünden diğeri de sosyal sadakat yükümlülüğüdür. İnsan sosyal bir varlıktır. Dolayısıyla eşlerin evli olmaları bu haklarını sınırlama yetkisi vermemektedir.

Sosyal sadakat, eşlerin birbirlerinin sosyal hayatına yönelik zorlayıcı, baskıcı, engelleyici davranmamasını ifade eder. Aynı zamanda kendi sosyal hayatıyla eşinin haklarına zarar vermemesi gerekir.

Yargıtay uygulamasında sosyal şiddet olarak kabul edilen bazı davranışlar şunlardır.

  • Diğer eşinin karşı çıkmasına rağmen sürekli olarak arkadaşlarını ortak konuta getirmesi
  • Çevreye rahatsızlık verecek düzeyde alkol kullanmak,
  • Tıbbi tedaviye götürmemek,
  • Zarar vermek amacıyla şikayet etmek,
  • Kendi isteğine uygun giyinmeye zorlamak,
  • Din kurallarını istismara zorlamak,
  • Tarikat toplantılarına katılmaya zorlamak,
  • Çağdaş kıyafetlere aykırı giyinmeye zorlamak,
  • Tesettürlü eşin zorla açılmasını istemek,
  • Beddua etmek,
  • Muska, büyü ve fal işleri ile uğraşmaya zorlamak,
  • İnanç yönünde sınırlama getirmek,
  • Kendi inançları doğrultusunda hareket etmeye zorlamak,

Sadakat Yükümlülüğün Zaman Bakımından Sınırı:

Sadakat yükümlülüğü ne zaman başlar:

Yazımızın konusu eşler arasında sadakat yükümlülüğü olduğundan gerek eş olabilmek için evli olmak gerektiğinden, gerekse eşler arasındaki sadık kalma, sadık olma ve sadakat yükümlülüğü şeklinde nitelendirdiğimiz yükümlülük, Türk Medeni Kanunu’muzda Evliliğin Genel Hükümleri başlığı altında düzenlenmiş olduğundan evlenme ile birlikte bu yükümlülük başlar.

Eşlerin Sadakat Yükümlülüğü

Sadakat Yükümlülüğü Ne Zaman Sona Erer

Sadakat Yükümlülüğü evlilik süresince eşlere yüklenen bir sorumluluk olduğundan evliliğin herhangi bir sebeple sona ermesi halinde bu yükümlülük de sona erer.

Burada şunu özellikle vurgulamak gerekir ki; Evlilik sadece boşanma ile sona ermez. Türk Medeni Kanunu’nda evliliğin sona erme sebepleri,

  • Boşanma,
  • Evliliğin İptali,
  • Eşlerden Birisinin Ölümü,
  • Eşlerden Birisi hakkında Gaiplik Kararı verilmesi,
  • Eşlerden birisi hakkında ölüm karinesinin uygulanması

hallerinde evlilik sona erer.

Konuya boşanma davaları bakımından bakacak olursak, boşanma davası sonucunda verilen karar kesinleşinceye kadar eşler birbirlerine sadık olmak zorundadır. Yani Sadakat Yükümlülüğünde sorumluluk eğer evlilik boşanma ile sonuçlanır ise boşanma kararının kesinleşmesine kadar devam eder. Boşanma kararının kesinleşmesi üzerine artık eş (evli) olmayacaklarından Sadakat Yükümlülükleri de bulunmayacaktır.

Boşanma Davası Sürecinde Sadakat Yükümlülüğü

Uygulamada çoğunlukla karşılaştığımız bir durum, eşlerin boşanma davası açtıktan sonra sadakat yükümlülüğünün sona erdiği yanılgısıdır.

Şunu unutmayın ki, boşanma kararı kesinleşinceye kadar taraflar evli kalmaya devam eder. Boşanma davası açmakla eşler ayrı yaşama hakkı kazanır. Ancak bu ayrı yaşama hakkı sadakat yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz.

Boşanma kararının kesinleşmesi hususunda detaylı bilgi için Anlaşmalı Boşanma Davasında Karar Ne Zaman Kesinleşir? başlıklı yazımızı incelemenizi öneririm.  

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu