İdari Davalar
İdare dediğimiz kamu gücünü kullanan devlet kurumları bireylerin ortak ihtiyaçlarını gidermek ve düzeni sağlamak ile yükümlüdür. İdare bu yükümlülüğünü yerine getirirken kamu gücünü kullanır, bu amaçla bir çok idari işlem tesis ettiği gibi bir çok eylem gerçekleştirir.
Genel itibariyle hukuka uygun olduğu kabul edilen bu eylemler bazen unsurları itibariyle hukuka aykırı olduğu gibi bazen bu hukuka aykırı işlem ya da eylemler bireylerin haklarının ihlaline ve mağduriyetlerine sebebiyet vermektedir.
İşte bireylerin hukuka aykırı işlemler ve eylemler nedeniyle söz konusu işlemlerin iptali için yine idari eylemler nedeniyle uğramış olduğu mağduriyetlerinin giderilmesi için idari yargıda açmaları gereken davaya idari dava denilir.
Örneğin bir öğrencinin sınav işleminin hukuka aykırı olduğu kanaatinde olması halinde açacağı dava, bir memurun hakkında verilen disiplin cezasına ilişkin dava, yine memurların atama ve nakillerine ilişkin işlemlerin iptali için açacakları davalar, idare tarafından yapılan imar işleminin ve yıkım kararının iptali için açılacak tüm bu davalar idari dava olup idari yargıda görülecektir.
İdari davalar adli yargı dışında İdari Yargılama Usulüne göre yürütülürler. Yazılılık ilkesi söz konusudur. Duruşma istisna olup dosya üzerinde inceleme yapılır. Yine davanın açılması için kanuni süreler olup söz konusu sürelerin geçirilmesi halinde dava açma hak ve imkanı da ortadan kalkmaktadır.
Genel itibariyle Türk Hukukunda Avukat aracılığıyla dava açma zorunluluğu bulunmamakla beraber, İdari davalar teknik davalardır. Avukatlar arasında dahi bir uzmanlaşma ve branşlaşma yoluna gidilmesi kaçınılmaz bir hal almış iken, bir idari işlemin yetki, şekil, sebep, konu ve amaç yönlerinden biriyle hukuka aykırı olduğunun tespit edilmesi ve açılacak dava türünün ve uygulanacak normun tespiti hususunda hukuk eğitimi almamış birisinin karşılaşacağı zorluklar ve açılacak davanın süre ve şekil konusundaki sıkı şartları da nazara alındığı açıkça ortadadır.