Hırsızlık Suçu
Hırsızlık Suçuna ilişkin yasal düzenleme :
Hırsızlık suçu 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 141. Maddesinde düzenlenmiştir.
“Zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden alan kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.”
Hırsızlık suçu ile kanun koyucunun korumaya çalıştığı hukuksal değer, kişilerin mülkiyet hakkı ile zilyetliğe dayalı haklarıdır.
Hırsızlık suçunun tanımı ve unsurları:
Basit Hırsızlık:
Hırsızlık, failin kendisine ait olmayan, zilyedine ait olan bir taşınır malı bulunduğu yerden kendisi ya da başkası için yarar sağlamak kastıyla alması demektir.
Burada hırsızlığın konusu taşınır mal olup, bu mal hırsıza ait olmayan ve bir zilyedi bulunan mal olmalıdır.
Terkedilmiş, çöpe atılmış bir mal hırsızlığın konusu olamayacağı gibi zilyetliği kendisine bırakılmış bir mal üzerinde hırsızlık da mümkün değildir. Hırsızlık suçunun oluşabilmesi için malın zilyedin rızası dışında alınmış olması gerekir.
Failin, bilerek ve isteyerek zilyedinin rızası olmadan taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak amacıyla bulunduğu yerden alması suçun oluşumu için gerekli ve yeterli olup maldan faydalanmış olması aranmamaktadır.
Suçun oluşumu için malın bulunduğu yerden alınması, bir başka deyişle mal üzerinde hakimiyet kurmuş olması yeterlidir. Bu sürenin uzun bir süre olmasına gerek yoktur. Suçun bu temel şekline basit hırsızlık denilmektedir.
Nitelikli Hırsızlık:
Nitelikli hırsızlık Türk Ceza Kanunu’nun 142. Maddesinde 3 kategoride düzenlenmiştir.
A) Üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasını gerektiren haller 142/1. Fıkrada düzenlenmiştir.
1-Kime ait olursa olsun kamu kurum ve kuruluşlarında veya ibadete ayrılmış yerlerde bulunan ya da kamu yararına veya hizmetine tahsis edilen eşya hakkında hırsızlık suçu,
Bu fıkrada üç hırsızlık suçu tipi tanımlanmıştır.
a)Kamu kurum e kuruluşlarında bulunan eşya hakkında hırsızlık suçu
b)İbadete ayrılmış yerde bulunan eşya hakkında hırsızlık suçu
c) Kamu yararına veya kamu hizmetine tahsis edilen eşya hakkında hırsızlık suçu
Kamu kurum ve kuruluşlarında bulunan eşyalar hakkında hırsızlık suçunun oluşması için hırsızlığa konu eşyanın kamu kurum ve kuruluşunda bulunması yeterli olup eşyanın kime ait olduğu önem arz etmez. Bir başka deyişle hırsızlığa konu eşyanın kamu kurum ve kuruluş malı olması gerekmez. Örneğin müdürün masasında bulunan laptop müdürün kendi şahsına ait olsa bile yapılan hırsızlık kamu kurum ve kuruluşlarında bulunan eşya hakkında hırsızlık suçunu oluşturur.
Yine eşyanın kamu kurum ve kuruluşta gerçekleşecek hırsızlık suçunda dikkat edilmesi gereken bir diğer husus bu suçun yasal tanımında kamu kurum ve kuruluşların eklentilerinden bahsedilmemiştir. Dolayısıyla kamu kurum ve kuruluşların binalarının eklentilerinde yapılan hırsızlık eylemleri bu madde kapsamında yer almayacaktır.
İbadete ayrılmış bulunan eşyalar hakkında hırsızlık suçunda, yasal tanımda din ayırımı bulunmamaktadır. Dolayısıyla hırsızlığın camide, kilisede ya da sinagogda yapılması bakımından bir ayırım bulunmamaktadır. Yine bu suç tanımında eşyanın kime ait olduğu önem arz etmez. Mabede ait bir eşya olabileceği gibi ibadet için gelen kişinin eşyası da olabilir.
Kamu yararına veya kamu hizmetine tahsis edilen eşya hakkında hırsızlık suçunda eşyanın bulunduğu yer önemli değildir. Burada önemli olan eşyanın hangi amaçla tahsis edildiğidir. Hırsızlık suçunun oluşabilmesi için hırsızlığa konu eşyanın “kamu yararı” veya “Kamu Hizmeti” amaçlarıyla tahsis edilmiş olması gerekir. Suçun oluşması açısından ise eşyanın kime ait olduğu konusunda failin bilgisinin bulunması gerekir.
Örneğin elektrik telleri, çeşmeler, elektrik direkleri vs. gibi kamu hizmetine tahsis olunmuş eşyalar hakkında gerçekleşen hırsızlık eylemleri nitelikli hırsızlık suçunu oluşturacaktır.
2- Halkın yararlanmasına sunulmuş ulaşım aracı içinde veya bunların belli varış veya kalkış yerlerinde bulunan eşya hakkında hırsızlık suçu
Yasa koyucu ulaşım araçlarında bulunan veya ulaşım araçlarının varış ve kalkış yerlerinde bulunan eşyalar hakkında hırsızlık suçunun aynı anda iki hakkın ihlaline yöneldiğinden bu suç tipini cezayı ağırlaştıran nitelikli unsur olarak kabul etmiştir. Gerçekten de söz konusu suç ile kişilerin mülkiyeti ihlal edildiği gibi güvenli seyahat etme hakları da ihlal edilmektedir.
Yine kişilerin seyahat halinde olmaları suçun işlenmesini kolaylaştıran bir etken olduğundan fail açısından nitelikli bir unsur olarak düşünülmüştür.
Maddenin düzenlenişi nazara alındığında iki farklı suç tipinin oluştuğu görülecektir.
a) Halkın yararlanmasına sunulmuş ulaşım aracı içinde bulunan eşya hakkında hırsızlık suçu:
Bu suçun oluşumu açısından hırsızlığa konu eşyanın ulaşım aracının sahibine ya da yolcusuna ait olup olmadığı, ulaşım aracının devlete ya da özel kişiye ait olup olmadığı ya da ulaşım türünün niteliği önemli değildir. Önemli olan ücret karşılığı ya da ücretsiz halkın yararlanmasına sunulmuş ulaşım araç içerisinde bulunan eşya hakkında hırsızlık suçunun işlenmiş olmasıdır.
b) Ulaşım araçlarının belli varış veya kalkış yerlerinde bulunan eşya hakkında hırsızlık suçu:
Burada ulaşım türünün niteliği nazara alınmamakta söz konusu suçun ulaşım araçların kalkış ve varış için belirlenen yerlerde bulunan eşyaların suç kapsamına gireceği düzenlenmiştir. Yine eşyanın kime ait olduğu da önem arzetmemektedir. Suça konu eşyanın Fail dışında bir başkasına ait olması gerekli ve yeterlidir.
3-Bir afet veya genel bir felaketin meydana getirebileceği zararları önlemek veya hafifletmek maksadıyla hazırlanan eşya hakkında hırsızlık suçu:
Burada yasa koyucunun “afet ve genel bir felaket” tanımından, deprem (zelzele), yangın, sel ve su baskını, salgın hastalık, savaş, ayaklanma gibi sayısı belirsiz insanların hayatını tehlikeye sokan her türlü olayı kapsar mahiyette anlamalıyız.
Bu suçun oluşumu bakımından eşyanın kime ait olduğu önemli değildir. Devlete ya da özel kişiye ait eşya olabileceği gibi eşyanın kamu hizmetine tahsis olunmuş olması ve ya bulunduğu yer dahi önemli değildir.
Bir afet bölgesine gönderilen gıda, yiyecek ve ilaç gibi bir eşya dahi bu kapsama girmektedir.
Yine bu suçun oluşumu bakımından afet ya da genel felaketin oluşmuş olması da gerekmemektedir. Bunları önleyici ya da etkisini azaltıcı nitelikte eşyalar hakkındaki hırsızlık bu suçun kapsamına girmektedir. Örneğin, deniz fenerlerine yönelik hırsızlık eylemleri henüz bir felaket bulunmasa dahi bu suç kapsamındadır. Keza gemilerde bulunan can kurtaran yelekleri, yangın için kullanılan hortumlar da bu eşya niteliğindedir. Örnekleri çoğaltmak gerekirse, bu tür afet ve felaketler için depolanan yiyecek, içecek, giyim ve ilaçlar, binaların üzerinde bulunan ve yıldırımı engellemek için kullanılan paratonerler de bu nitelikte eşya kapsamına girmektedir.
3) Adet veya tahsis veya kullanımları gereği açıkta bırakılmış eşya hakkında hırsızlık suçu:
Hırsızlık suçunun bu nitelikli halin oluşabilmesi için açıkta bırakılan bir eşyanın bulunması, eşyanın açıkta bulunmasının ise mahalli örf ve adetten veya tahsis amacından veyahut kullanımları gereği olması gerekir.
Örneklemek gerekir ise, tarlalarda saman balyaları bırakılması mahalli örf ve adetten kaynaklanmaktadır. Yine parklarda bulunan oturmak için kullanılan banklar tahsis amacı itibariyle açıkta bulunmaktadır. Keza çeşmeler ve elektrik lambaları da kullanımları gereği açıkta bırakılan eşyalardır.
Bu suç bakımından trafik araçlarının konumuna dikkat etmek gerekir. Yerleşim yerlerinde otomobil, kamyon, traktör gibi yolcu ve yük taşıma araçlarının kilitli olup olmadığına bakılmaksızın “Adet veya tahsis veya kullanımları gereği açıkta bırakılmış eşya” olarak kabul edilecektir. Dolayısıyla bu araçların hırsızlık suçuna konu edilerek fail tarafından bulunduğu yerden alınması halinde suçun bu nitelikli unsuru oluşmuştur.
B) Beş yıldan on yıla kadar hapis cezasını gerektiren haller 142/2. Fıkrada düzenlenmiştir.
1) Kişinin malını koruyamayacak durumda olmasından veya ölmesinden yararlanarak hırsızlık suçunun işlenmesi,
Kişinin malını koruyamayacak durumda olması hususunda örnek vermek gerekirse, mağdurun, yaşı küçük çocuk, hamile, kör, felçli ve sağır olması, yaralı olması, olay sırasında çok kötü bir haber almış olmanın verdiği panik ve derin üzüntü içerisinde olması (mesela annesinin ölüm haberini alan kişi), olay sırasında nöbet geçiriyor olması, sara ya da kalp krizi geçiriyor olması gibi hallerde işlenen hırsızlık suçları bu suçu oluşturmaktadır.
Ancak burada önemli olan husus, mağdurun malını koruyamayacak durumda olması ve ölmesi durumlarının failin eylemi sonucu oluşmaması gerekir aksi takdirde yağma veya başka bir suçu işlemek için kasten öldürme suçu oluşacaktır.
2) Elde veya üstte taşınan eşyayı çekip almak suretiyle ya da özel beceriyle hırsızlık suçunun işlenmesi,
Kanunun bu bendinde iki ayrı suç tipi tanımlanmaktadır.
a) Elde veya üstte taşınan eşyayı çekip almak suretiyle hırsızlık suçu (Kapkaç suretiyle hırsızlık)
b) Özel Beceriyle hırsızlık suçu (Yankesicilik Suretiyle Hırsızlık- Şahsi Çeviklik Suretiyle hırsızlık)
3) Doğal bir afetin veya sosyal olayların meydana getirdiği korku veya kargaşadan yararlanarak,
4) Haksız yere elde bulundurulan veya taklit anahtarla ya da diğer bir aletle kilit açmak veya kilitlenmesini engellemek suretiyle,
5) Bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle,
6) Tanınmamak için tedbir alarak veya yetkisi olmadığı halde resmi sıfat takınarak,
7) büyük veya küçük baş hayvan hakkında,
8) Herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle ya da bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında,
C) Beş yıldan on iki yıla kadar hapis cezasını gerektiren Madde 142/3. Fıkrasındaki nitelikli haller
Suçun, sıvı veya gaz hâlindeki enerji hakkında ve bunların nakline, işlenmesine veya depolanmasına ait tesislerde işlenmesi halinde, beş yıldan oniki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Bu fiilin bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, ceza yarı oranında artırılır ve onbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
burada bahse geçen örgüt tanımının Türk Ceza Kanunu’n 220. maddesinde düzenlenen “Suç işlemek amacıyla” kurulan örgüt olarak anlaşılması gerekir.
D) TCK. 142/5. Maddesinde Düzenlenen hırsızlık suçunun nitelikli hali:
Hırsızlık suçunun işlenmesi sonucunda haberleşme, enerji ya da demiryolu veya havayolu ulaşımı alanında kamu hizmetinin geçici de olsa aksaması hâlinde, yukarıdaki fıkralar hükümlerine göre verilecek ceza yarısından iki katına kadar artırılır.
Geceleyin (Gece Vakti) Hırsızlık suçu:
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’n 143. Maddesinde :
“Hırsızlık suçunun gece vakti işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında arttırılır”
Hükmüne yer verilmiştir.
Yasa koyucu “Hırsızlık Suçu”ndan bahsettiği için Türk Ceza Kanunu’nun 141. Ve 147. Maddeleri arasında düzenlenen tüm hırsızlık suçları açısından cezayı arttıran neden olarak uygulanacaktır.
“Gece Vakti” Türk Ceza Kanunu’n 6/1. Maddesinin (e) bendinde düzenlenmiştir. Buna göre “güneşin batmasından bir saat sonra başlayan ve doğmasından bir saat evvele kadar devam eden zaman süresi” “gece vakti” olarak tanımlanmıştır.
Gece vaktinin belirlenmesi bakımından, güneşin doğuş ve batış zamanları Adalet Bakanlığı tarafından UYAP (Ulusal Yargı Ağı Projesi) sisteminden tespit edilmektedir.
Hırsızlık Suçu – Malın Değerinin Az olması:
Hırsızlık suçuna konu eşyanın ekonomik değerinin az olması 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’n 145. Maddesinde düzenlenmiştir.
“Hırsızlık suçunun konusunun oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek ceza indirim yapılabileceği gibi, suçun işleniş şekli ve özellikleri de göz önünde bulundurularak ceza vermekten de vazgeçilebilir.”
Burada dikkat edilmesi gereken husus, suça konu eşyanın ekonomik değerinin az olması, failin eylemini suç olmaktan çıkarmamaktadır. Yani ekonomik değeri ne olursa olsun hırsızlık suçu oluşmaktadır. Ancak bu olasılıkta faile ceza da indirim yapma veya fail hakkında ceza verilmesinden vazgeçilmesi konusunda Ceza Yargıcına takdir yetkisi vermektedir.
Hırsızlık Suçu- Kullanma Hırsızlığı:
Kullanma hırsızlığı suçu 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’n 146. Maddesinde düzenlenmiştir.
“Hırsızlık suçunun, malın geçici bir süre kullanılıp zilyedine iade edilmek üzere işlenmesi halinde, şikayet üzerine, verilecek ceza yarı oranına kadar indirilir. Ancak malın suç işlemek için kullanılmış olması halinde bu hüküm uygulanmaz.”
Kullanma hırsızlığı suçunun oluşabilmesi için:
1-Hırsızlık suçunun malın geçici bir süre kullanılıp zilyedine iade edilmek üzere işlenmesi gerekir.
Faildeki kasıt malın kısa bir süre kullanılıp iade edilmesi yönünde olduğunun tespit edilmesi gerekir. Mal alınırken kullanma maksadı ile alınmamış ise kısa bir süre sonra iade edilse dahi bu hükümden yararlanamayacaktır. Bu madde hükmünden yararlanabilmek için failin bu yöndeki kastının açıkça belli olması gerekir. Failin kastının tespiti açısından failin iradesinin dış dünyaya yansıyan tutum ve davranışlarından tespit edilir.
2- Malın suç işlemek için kullanılmamış olması gerekir.
Burada bahsedilen suç kasten işlenen bir suçtur. Hırsızlığa konu olan malın başka bir kasıtlı suçta fiilen kullanılması yeterli olup, o suç türünün ağırlığı veya niteliği önemli değildir.
Kullanma hırsızlığında suçun takibi şikayete tabi tutulmuştur. Yine bu suçun oluşması halinde faile verilecek ceza yarısına kadar indirilerek hüküm kurulacaktır.
Hırsızlık suçuna ilişkin Zorunluluk Hali düzenlemesi :
“Hırsızlık suçunun ağır ve acil bir ihtiyacı karşılamak için işlenmesi halinde, olayın özelliğine göre, verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi ceza vermekten de vazgeçilebilir.”
Maddede hırsızlık suçuna ilişkin özel bir düzenleme yer almaktadır. Ancak burada yer alan zorunluluk hali ile Türk Ceza Kanunu’nun genel nitelikli “zorunluluk hali”ni düzenleyen 25/2. Maddesi farklı hususlardır.
Türk Ceza Kanunu’n 25/2 de düzenlenen zorunluluk halinde failin zorunluluk hali hukuka uygunluk nedeninden faydalanabilmek için
– Failin tehlikeye bilerek neden olmaması,
– Failin tehlikeden başka bir şekilde kurtulmasının mümkün olmaması,
– Tehlikenin ağır ve muhakkak olması
– Tehlike ile konu ve kullanılan araç arasında orantılılık olması gerekmektedir.
Fail TCK. 25/2. Maddesindeki hukuka uygunluk nedeninden yararlanırken bu koşulların oluşması gerekmektedir.
Oysa Türk Ceza Kanunu’n 147. Maddesinde düzenlenen “Hırsızlık suçunda zorunluluk” hükmü TCK.25/2. Maddesindeki boyutta değildir. Çünkü bu maddedeki düzenleme bir hukuka uygunluk nedeni değildir. Eylem yine Hırsızlık suçunu oluşturmakta ancak fail hakkında cezada indirim yapılabileceği gibi ceza verilmesinden de vazgeçilebilmektedir.
Hırsızlık suçunda görevli Mahkeme:
Hırsızlık suçunda görevli Mahkeme Asliye Ceza Mahkemeleridir.