Sulh Ceza Hakimliği: Görevleri ve Yetkileri
Sulh Ceza Hakimliği
Sulh Ceza Hakimliği, Türk hukuk sisteminde önemli bir yere sahiptir. Bu makalede, Sulh Ceza Hakimliği’nin ne olduğu, hangi görevleri üstlendiği ve bu alanda çalışmanın ne anlama geldiği konularına değinilecektir.
Sulh Ceza Hakimliği Nedir?
Sulh Ceza Hakimliği özellikle soruşturma evresinde yapılan işlemlerde çok etkin bir rol almaktadır. Bilindiği üzere soruşturma bir suç işlendiği yönündeki ihbarın ya da şikayetin ulaşmasından Cumhuriyet Savcısı tarafından iddianame hazırlanıncaya kadar ya da kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği süreçtir. Ceza yargılamasının temeli sayılacak işlemler soruşturma aşamasında gerçekleşir. Delillerin toplanması, delillerin koruma altına alınması, sorgu, ifade alma, arama, yakalama, gözaltına alma, el koyma gibi tüm işlemler soruşturma aşamasında gerçekleşmektedir.
Sulh Ceza Hakimlikleri, adaletin tecellisi sürecinde çeşitli ve önemli roller üstlenir. Hem sorgu mercii, hem karar mercii, hem de itiraz mercii olarak görev yapan bu hakimlikler, bireylerin yaşamlarını doğrudan etkileyebilecek kararları alma yetkisine sahiptir. Tutukluluk, adli kontrol, gizlilik, serbest bırakılma ve gözaltına alma gibi durumlar, Sulh Ceza Hâkimliklerinin yetki alanına girer. Bu tür hayati kararlarla karşı karşıya kaldığınızda, alanında deneyimli ve uzman bir ceza avukatına danışmanız son derece önemlidir.
Sulh Ceza Hakimliği’nin Tarihçesi
Sulh Ceza Mahkemeleri, Türk Ceza Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (6545 sayılı) ile 28.06.2014 tarihinden itibaren tarihe karışmıştır. Bu mahkemelerin yerini alacak olan Sulh Ceza Hakimliği ise bu tarihten itibaren hizmet vermeye başlamıştır. Bu yeni düzenleme ile kanunlarda sulh ceza mahkemesi veya sulh ceza hâkimine yapılan atıflar, idari yaptırım kararlarına karşı yapılan başvurular, yürütülen soruşturmalarda hâkim tarafından verilmesi gereken karar ve işlemler, sulh ceza hâkimine yönlendirilmiş sayılır. Sulh Ceza Hakimliği, genelde ön inceleme ve soruşturma safhalarında kararlar alarak, ceza yargılamasının daha hızlı ve etkin işlemesini sağlar. Ayrıca, adli kontrol, gözaltı, tutuklama, ev arama, el koyma, telefon dinleme gibi birçok önemli soruşturma kararını verme yetkisine de sahiptir. Bu nedenle, sulh ceza hakimliğinin rolü ve yetkileri, ceza yargılamasının hızlı ve etkin bir şekilde yürütülmesinde oldukça önemlidir.
Anayasa Mahkemesi’nin 14 Ocak 2015 tarihli ve 2015/12 sayılı kararı ile, Eskişehir 1. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından açılan mücerret davada, sulh ceza hâkimliklerinin kurulmasının Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na aykırı olmadığı belirtilmiştir. Bu kararla birlikte, Sulh Ceza Hakimliği’nin hukuki statüsü de resmiyet kazanmış olmaktadır.
Sulh Ceza Hakimliğinin Kuruluşuna Dair Kanun Hükümleri:
Her mahkemenin kuruluşu ve görevleri, kanunlarla belirlenmiş olan bir yapıya sahiptir. Yani, bir mahkeme oluşturulduğunda, bu süreç yasalarla düzenlenir ve yönetilir. Sulh Ceza Hakimliği de bu yargılama mercilerinden biridir ve görevlerini yerine getirirken kanunlar tarafından belirlenen çerçeveyi takip etmek zorundadır.
6545 sayılı yasayı ele alarak, sulh ceza hakimliği kuruluşunu düzenleyen kanun maddelerini inceleyelim.
Madde 48 – 5235 sayılı Kanunun 10 uncu maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Sulh ceza hâkimliği
Madde 10- Kanunların ayrıca görevli kıldığı hâller saklı kalmak üzere, yürütülen soruşturmalarda hâkim tarafından verilmesi gerekli kararları al¬mak, işleri yapmak ve bunlara karşı yapılan itirazları incelemek amacıyla sulh ceza hâkimliği kurulmuştur.
İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde birden fazla sulh ceza hâkimliği kurulabilir. Bu durumda sulh ceza hâkimlikleri numaralandırılır. Müstakilen sulh ceza hâkimliğinde görevlendirilen hâkimler, adli yargı adalet komis-yonlarınca başka mahkemelerde veya işlerde görevlendirilemez.
Sulh ceza hâkimliğinde bir yazı işleri müdürü ile yeteri kadar personel bulunur.
Sulh ceza hâkimliği, her il merkezi ile bölgelerin coğrafi durumları ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak belirlenen ilçelerde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun olumlu görüşü alınarak Adalet Bakanlığınca kurulur.
Sulh ceza hâkimliği bulundukları il veya ilçenin adı ile anılır.
Sulh ceza hâkimliğinin yargı çevresi, bulundukları il merkezi ve ilçeler ile bunlara adli yönden bağlanan ilçelerin idari sınırlarıdır.
Ağır ceza mahkemeleri ile büyükşehir belediyesi bulunan illerde, büyükşehir belediyesi sınırlan içerisindeki il ve ilçenin adı ile anılan sulh ceza hâkimliğinin yargı çevresi, il veya ilçe sınırlarına bakılmaksızın Adalet Bakan-lığının önerisi üzerine Hâkimler ve Savalar Yüksek Kurulunca belirlenir.
Coğrafi durum ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak bir sulh ceza hâkimliğinin kaldırılmasına veya yargı çevresinin değiştirilmesine, Adalet Bakanlığının önerisi üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca karar verilir.”
5320 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun Ek Madde 1’de
(1) Kanunlarda sulh ceza mahkemesi veya sulh ceza hâkimine yapılan atıflardan,
a) İdari yaptırım kararlarına karşı yapılan başvurulara, yürütülen soruşturmalarda hâkim tarafından verilmesi gerekli karar ve işlemlere ve kanunlarda sulh ceza mahkemesince veya hâkimince verilmesi öngörülen karar veya işlemlere ilişkin olanlar sulh ceza hâkimine,
b) Yargılamaya ilişkin olanlar asliye ceza mahkemesine veya hâkimine,
yapılmış sayılır.
Sulh Ceza Hakimliği’nin Görevleri:
Sulh Ceza Hakimliği’nin görevlerini bilmeden Sulh Ceza Hakimliğini tanımlamak ya da anlamak mümkün değildir.
Sulh Ceza Hakimlikleri, ceza muhakemesinin önemli bir aşamasını oluşturur. Bu hâkimlikler, kanunların belirlediği özel durumlar dışında, soruşturma aşamasında hâkimin alması gereken kararları verme, ilgili işlemleri yürütme ve buna yönelik yapılan itirazları değerlendirme görevini üstlenirler. Bu sorumluluklar, 5235 Sayılı Kanunun 10. maddesi ile belirlenmiştir.
Özellikle, Sulh Ceza Hakimlikleri kontrol ve denetim mekanizmasının bir parçasıdır. İncelemelerini ve kararlarını kanunlar ve mevzuatlar çerçevesinde yaparlar. Sulh Ceza Hakimi, kanunen belirlenen yetkilerini kullanarak, nasıl bir işlem yapılacağını belirler. Bu nedenle, Sulh Ceza Hakimliklerinin soruşturma aşamasında oynadığı rol, adil bir yargılamanın sağlanması açısından büyük önem taşır.
Sulh Ceza Hakimlikleri, ceza yargılama sürecinin kritik bir noktasını temsil eder. Özel durumlar hariç, kanunlar tarafından belirlenen, hakimlerin soruşturma aşamasında alması gereken kararları bu hakimlikler verir, gerekli işlemleri yürütür ve bu konuda yapılan itirazları inceler. Bu görevler, 5235 Sayılı Kanunun 10. maddesiyle net bir şekilde tanımlanmıştır.
Sulh Ceza Hakimlikleri, denetim ve kontrol mekanizmasının önemli bir bileşenidir. İncelemelerini ve kararlarını kanunlar ve mevzuatlar ışığında gerçekleştirirler. Sulh Ceza Hakimi, kanunlarla belirlenen yetkilerini kullanarak, hangi işlemlerin nasıl yapılacağını belirler. Bu yüzden, Sulh Ceza Hakimliklerinin soruşturma sürecindeki rolü, adil bir yargılama sürecinin sağlanması açısından hayati öneme sahiptir.
Şunu belirtmekte fayda var ki, Sulh Ceza Hakimliği’nin görevi sadece 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda sayılanlardan ibaret değildir.
Ceza Muhakemesinde Düzenlenen Görevleri:
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununa göre sulh ceza hakimliğinin görevleri şunlardır:
- Gözlem altına alma karan (CMK m.74),
- İç beden muayenesi ve vücuttan örnek alma karan (CMK m.75 -76),
Moleküler genetik inceleme kararı (CMK m.78-79), - Yakalama kararına itiraz (CMK m.91/5),
- Gözaltına alma kararına itiraz (CMK m.91/5),
- Yakalama Kararı vermek (CMK 94-98)
- Tutuklama kararı ve tutuklamaya itirazın incelenmesi (CMK m.100- m.101),
- Soruşturma aşamasında her 30 günde bir tutukluluk değerlendirmesi (CMK 108)
- Adli kontrol kararı (CMK m.109- m.110),
- Adli arama kararı (CMK m.116-119),
- El koyma kararı (CMK md..123-134),
- Soruşturma aşamasında Taşınmazlara Hak ve Alacaklara el koyma (CMK 128)
- Soruşturma aşamasında Postada el koyma (CMK 129)
- Soruşturma aşamasında Avukat Bürolarında arama el koyma (CMK 130)
- Soruşturma aşamasına şirket yönetimi için kayyum atama (CMK 133)
- Soruşturma aşamasında bilgisayarlarda, bilgisayar programlarında ve kütüklerinde arama, kopyalama ve el koyma (CMK 134)
- Soruşturma aşamasında telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması (CMK 135)
- Soruşturma aşamasında gizli soruşturmacı ve teknik araçlarla izleme gizli soruşturmacı görevlendirilmesi (CMK 139)
- Soruşturma aşamasında teknik araçlarla izleme (CMK 140)
- Müdafinin dosya inceleme yetkisinin kısıtlanması karan (CMK m. 153),
- Soruşturmanın sulh ceza hâkimi tarafından yapılması (CMK 162-163)
- Cumhuriyet savcılarınca verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin kararlarını itiraz mercii olarak incelemek,(CMK 171)
- Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildikten sonra kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak yeni delil elde edilmedikçe ve bu hususta sulh ceza hâkimliğince bir karar verilmedikçe, aynı fiilden dolayı kamu davası açılamaz. (CMK 172/2)
- Cumhuriyet savcılığı tarafından verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararını itiraz mercii olarak incelemek, (CMK 172-173)
- İtirazın reddedilmesi halinde aynı fiilden dolayı kamu davası açılabilmesi için 172 nci maddenin ikinci fıkrası uygulanır (CMK 173/son)
- Müsadere muhakemesinde karar vermek (TCK 54-55 – CMK 259)
- Diğer sulh ceza hâkimliklerince verilen kararları itiraz mercii olarak incelemek, (CMK 267-272)
Sulh Ceza Hakimliği’nin Diğer Kanunlarda Düzenlenen Görevleri:
Sulh Ceza Hakimliği’nin görevlerini düzenleyen kanun maddeleri sadece 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda yer almamaktadır. Diğer kanunların Sulh Ceza Hakimliğine, Sulh Ceza Mahkemesine da Sulh Ceza Hakimine görev verdiği hususlarda Sulh Ceza Hakimliği görevli olacaktır.
Basın Kanunu, Terörle Mücadele Kanunu, Noterlik Kanunu gibi bir çok kanun Sulh Ceza Hakimine görevler yüklemiştir. Sulh Ceza Hakimliği bu kanunlar tarafından kendisine yüklenen görevleri yerine getirmekle yükümlüdür.
Diğer Kanunlara göre sulh ceza hakimliğinin görevleri şunlardır:
- Önleme araması kararı (Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu m.9/1)
- Soruşturma dosyası ile ilgili yayın yasağı kararı, (Basın Kanunu m.3/2’ye göre hükmedilmektedir.)
- İdare tarafından verilen idari yaptırımlara karşı, kanunların öngördüğü durumlarda başvuru mercii olarak karar vermek, (Kabahatler Kanunu ve idari yaptırım öngören diğer kanunlar kapsamında)
- 3713 Saylı Terörle Mücadele Kanunu Geçici Madde 19. Maddesi kapsamında göz altı süresinin uzatılmasına karar vermek,
- 5187 Sayılı Basın Kanunu kapsamında düzeltme ve cevap (tekzip) hakkında karar vermek, (Basın Kanunu m.14)
- 5187 Sayılı Basın Kanunu kapsamında basılmış eserlere el koyma kararı vermek,(Basın Kanunu m. 25/2)
- 5651 Sayılı İnternet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ve bu yayınlar yoluyla işlenen suçlarla mücadele edilmesi hakkında kanunu kapsamında; gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde içeriğin yayından çıkarılması ve erişimin engellenmesi hakkında karar vermek, (5651 SK m. 8)
- 5156 Sayılı Kanunun 9. Maddesinde İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden gerçek ve tüzel kişiler ile kurum ve kuruluşların erişimin engellenmesi talepleri hakkında karar vermek, (5651 SK m. 9)
- Soruşturma Aşamasında Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu kapsamında tasfiye kararı vermek, (5607 SK. m. 16/2)
- Soruşturma aşamasında Noter den evrak talebi (Noterlik Kanunu m.55/2f.)