Aile (Boşanma) HukukuGenel Hukuki Bilgiler

Yargıtay’ın Facebook Delilleri Kriterleri

Ortaya çıktığı ilk günden, günümüze zaman israfı, kültürel ve ahlaki yozlaşmaya sebebiyet verdiği, aile bağlarını zayıflattığı, toplumsal değerleri yitirmeye sebebiyet verdiği iddiaları yönüyle eleştirilen Sosyal Medya artık hayatımızın bir parçası haline adeta kaçınılmaz hale geldi.

Hukuk insanın olduğu her yerde vardır. Çünkü insanın bulunduğu her ortamda birbiriyle çakışan menfaatler bulunmaktadır. Asli amacı toplumsal barışı ve hukuki güvenliği sağlamaya yönelik hukuk kuralları dinamik (değişken) olması nedeniyle insanın olduğu her yerde olduğu gibi günümüzde adeta kaçınılmaz hale gelen sosyal medyada da; çeşitli ihtilafları çözmek zorunda kalmaktadır.

Sadece ceza hukuku anlamında değil, iş hukuku, aile hukuku, tüketici hukuku gibi bir çok hukuk dalında sosyal medya nedeniyle ortaya çıkan hukuki uyuşmazlıkların çözümü için yargısal yollara başvurulmakta, hukuk uygulayıcıların bu uyuşmazlıkları yargısal araçlar ile çözüme kavuşturulması istenmektedir.

Bu yazımızda özellikle boşanma davasında delil olarak sosyal medya sorununu ele almaya çalışacağız.

Örneklerle başlayalım.
• Eşlerden birisi karşı cinsten başka birisiyle sadakat yükümlülüğüne aykırı şekilde mesajlaşıyor, paylaşımda bulunuyor ise,
• Eşlerden biri diğer eşi facebook ta aşağılayıcı, şeref ve haysiyetine yönelik rencide edici paylaşımlarda bulunuyor ise,
• Eşlerden birisi diğer eşi psikolojik, duygusal ya da sosyal şiddet uyguluyor ise
• Eşlerden birisi facebook ortamındaki paylaşımları ile güven sarsıcı şekilde hareket ediyor ise (kendisini bekar olarak tanıtması vs.)

Bu gibi örnekleri çoğaltmak mümkündür.

Yargıtay’ın bu husustaki yaklaşımını ve kıstaslarını ele alacak olursak:

EVET YARGITAY FACEBOOK KAYITLARINI DELİL OLARAK KABUL ETMEKTEDİR.
ANCAK BUNUN İÇİN ŞU KRİTERLERİN KESİNLİKLE BULUNMASI GEREKMEKTEDİR.

1- Facebook’ taki olaylara dayanan kişinin durumuna göre dava dilekçesinde ya da davalı ise cevap dilekçesinde dayanması, dilekçesinde belirtmesi gerekir.

“Her dava açıldığı gündeki koşullara tabidir. Davadan sonra gelişen olaylar boşanmaya esas alınamaz. Bu bağlamda toplanan delillerden, mahkemece, davalı erkeğe yüklenen kusurlu davranışlardan; “davalının müşterek çocuğa olan ilgisiz tutumunun davacıda yaratacağı ızdırap, dava devam ederken facebook isimli sosyal paylaşım sitesinde davalının bir başkasıyla ilişkisi olduğuna dair yapılan paylaşımları” nedeniyle davalı erkeğin davacı kadına nazaran daha ziyade kusurlu bulunmuş ise de, hem bu yukarı da yazılı vakıalara kadın tarafından usulünce dayanılmamış hem de erkeğin kusuruna konu bu vakıalar dava açıldıktan sonra meydana gelmiştir. Öyleyse, kadın tarafından usulüne uygun olarak ileri sürülmeyen ve dava açıldıktan sonra meydana geldiği sabit olan bu hadiseler erkeğe kusur olarak yüklenemeyecektir. Gerçekleşen bu durum karşısında; mahkemece belirlenen ve dosya kapsamına göre gerçekleştiği sabit olan erkeğin eşinin hamileliğine ilgisiz kalması, eşinin yanında olmaması, davacı kadının da annesinin evliliğe müdahalesine sessiz kalarak, eşinin yanında yer almadığı ve kadın tarafından temyiz konu edilmeyerek kesinleşen bir diğer kusur olan eşinin evlilik birliğini kurtarma çabalarına olumsuz yanıt verdiği, böylelikle tarafların boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşit kusurlu oldukları anlaşılmaktadır. Hal böyleyken, mahkemece davalı erkeğin davacı kadına nazaran boşanmaya sebebiyet veren olaylarda ağır kusurlu kabul edilmesi ve bu hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak da davacı kadın yararına manevi tazminata hükmedilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. “(YARGITAY 2. Hukuk Dairesi Esas: 2018/ 1787 Karar: 2018 / 6214 Karar Tarihi: 15.05.2018)

2- Facebook kayıtlarının mahkeme tarafından verilen iki haftalık delil bildirme süresi içerisinde delil dilekçesinde ayrıca ve açıkça belirtilmesi ve dilekçeye eklenmesi zorunludur.

”…davalı-karşı davacı kadının delil listesinde facebook çıktılarına delil olarak dayanmaması sebebiyle sadakatsizlik vakıasının da davacı-karşı davalı erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği…” (YARGITAY 2.Hukuk Dairesi Esas: 2016/ 769 Karar: 2017 / 5806 Karar Tarihi: 11.05.2017)

3- Facebook ta yaşanan olayların dava tarihinden önce gerçekleşmiş olması zorunludur. Dava açıldıktan sonra gerçekleşen olaylar davaya konu edilemez.

4- Facebook hesabının bu kişi tarafından kullanıldığının ispatlanması gerekmektedir.

“Davacı kadın tarafından davalı erkeğe ait olduğu ileri sürülen yazışmalar dosyaya sunulmuş, davalı erkek söz konusu hesaplarla bir ilgisinin olmadığını savunmuştur. Hükme esas alınan elektronik ortamdan elde edilen yazışma içeriklerinin yer aldığı belgede yer alan yazışmaların davalı erkeğe aidiyetine dair, kadının iddiası dışında herhangi bir delil bulunmamaktadır. Kim tarafından oluşturulduğu ve yazışmalarda geçen muhatapların kim olduğu belli olmayan, internet ortamı üzerinden yapılan görüşme kayıtları tek başına vakıaların ispatında dikkate alınamaz. Dosyada sözü edilen elektronik veriler dışında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan bırakmayacak nitelikte bir geçimsizliği kabule elverişli ciddi sebep ve deliller tespit edilememiş, Türk Medeni Kanununun 166. maddesinde yer alan çekilmezlik ve temelden sarsılma olgusu eldeki davada gerçekleşmemiştir. Bu durumda davanın reddi gerekirken, yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi doğru değildir. Ne var ki, boşanma hükmü temyiz edilmediğinden bozma nedeni yapılmamış, yanlışlığa değinilmekle yetinilmiştir.( YARGITAY 2.Hukuk Dairesi Esas: 2016/ 17151 Karar: 2018 / 5463 Karar Tarihi: 24.04.2018

 

Bu kriterlere uyan FACEBOOK ortamında yapılan yazışmalar, paylaşılan fotoğraflar, videolar delil olarak dosyada ele alınarak delil olarak değerlendirilebilecektir.

“Davacı erkek tarafından evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı (TMK m. 166/1) açılan boşanma davasının yapılan yargılaması sonucunda mahkemece “davalının ev işi yapmadığı, davacıya yemek hazırlamadığı, temizlik yapmadığı, davacının ütüsünü yapmadığı, davacının ise başka bir bayanla ilişkisinin olduğu, sadakat yükümlülüğüne aykırı hareket ettiği, davalı aleyhine onu aşağılayacak şekilde facebook üzerinden paylaşımlarda bulunduğu davacının bu durumda boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı tarafa göre daha ağır kusurlu olduğu “gerekçesiyle tarafların boşanmalarına karar verilmiş, hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmiştir. Davacı tanıklarının beyanları soyut nitelikte olup, soyut ve taraflardan aktarılan olaylar hükme esas alınamaz.Yapılan yargılama ve toplanan delillerden mahkemece kabul edilen davalı kadının evlilik birliğinden kaynaklanan görevlerini yerine getirmediği kanıtlanamamıştır. Sadakat yükümlüğüne aykırı hareket eden, eşini aşağılayan davacı erkek boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tamamen kusurludur. (YARGITAY 2. Hukuk Dairesi Esas: 2015/ 26600 Karar: 2017 / 4526 Karar Tarihi: 18.04.2017)

Akla şu soru gelebilir bu delillere boşanma davası açıldıktan sonra ulaşılmış ise ne yapılabilir ?

Bu durumda derhal yeni bir boşanma davası daha açmalı, gerekçesini Facebook’ta ki olaya ya da paylaşıma dayandırmalı ve diğer dosya ile birleştirilmesi sağlanmalıdır.

Dava tarihinden sonraki bir paylaşım ya da olay halinde ne yapılmalı ?

Bu durumda da yukarıda belirttiğimiz üzere yeni bir dava açılmalı ve ilk açılan boşanma davası ile birleştirilmesi sağlanmalıdır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu