Eşin Çocukla Kişisel İlişki Kurma Hakkı
Hukukumuzda çocukla kişisel ilişki kurma (çocukla şahsi ilişki tesisi) sadece evli olan bireylere (eşlere) tanınan bir hak olmadığı gibi şahsi ilişki tesisi boşanma ya da ayrılık davalarına özgü bir kurum da değildir.
Şahsi ilişki tesisi tesisi kural olarak anne ve babaya tanınan bir hak olmakla beraber bazen bu hakkı anne ve baba dışında başka kişilerin kullanma imkanı da bulunmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında çocuk ile kişisel ilişki kurumunun çok geniş bir kapsamı olduğunu bu yazımızda sadece boşanma ya da ayrılık davalarında kendisine velayet hakkı verilmemiş ya da velayet hakkı bulunmasına rağmen çocuğun yanında bulunmadığı eşe tanınan çocuk ile şahsi ilişki tesisine (çocuk ile kişisel ilişki kurma) hakkına dair soru-cevap şeklindeki açıklamalarımızı sunmaktayız.
Evlilik dışı birliktelik sonucu dünyaya gelen çocuk ile baba arasındaki kişisel ilişki kurulması, ortak yaşama son verilmesi halinde çocuk ile kişisel ilişki kurulması, büyük baba ya da büyük annesinin torunuyla kişisel ilişki kurma hakkı, amca, dayı, teyze ve halanın yeğenleri ile kişisel ilişki kurma hakları konuları başka yazılarımızda incelenecektir.
Eşim Çocuğumu Bana Göstermiyor Buna Hakkı Var Mıdır?
Boşanma aşamasında çocuğu göstermeme, en sık karşılaşılan durumlardan bir tanesidir. Esasen olayın kırgınlığı ve öfkesi ile eşlerden bir tanesi diğerine karşı çocuğu koz olarak kullanmaktadır. Ancak çocuğun yanında bulunduğu eşin böyle bir hakkı var mıdır? Hadi birlikte inceleyelim.
Bu husus Türk Medeni Kanunu 326/son maddesinde özel olarak düzenlenmiştir. Buna göre “Çocuk ile kişisel ilişkiye yönelik bir düzenleme yapılıncaya kadar, velâyet hakkına sahip veya çocuk kendisine bırakılmış kişinin rızası dışında kişisel ilişki kurulamaz.” Hükmü yer almaktadır.
Bir başka deyişle çocuğun velayeti sizde değil ise veya çocuk sizin yanınızda bulunmuyor ise ve elinizde Kişisel İlişki Kurulmasına dair bir mahkeme kararı bulunmuyor ise eşinizin buna rıza göstermemesi halinde çocuğunuzu göremezsiniz.
İdeal olan (yani olması gereken) eşlerin çocuk ile kişisel ilişki kurulması yönünde çocuğunu teşvik edici ve çocuk ile diğer eş arasında şahsi ilişkinin sağlıklı yürümesini sağlayıcı önlemler almasıdır.
Ancak kanuni düzenleme karşısında diğer eşi mahkeme kararı olmadan buna zorlama imkanı tanımamaktadır. Aksine bir tutum veya davranış örneğin zorla çocuğu almak gibi eylemler diğer koşulların da varlığı halinde suç teşkil edecektir.
Eşim Çocuklarımı Bana Göstermezse Polis veya Jandarmadan Yardım İsteyebilir Miyim?
Eğer elinizde çocuk ile kişisel ilişkiye dair bir mahkeme kararı bulunmaz ise polis veya jandarma aracılığıyla çocuğunuzu görmeniz mümkün değildir.
Yanınızda bulunmayan veya velayeti size verilmeyen müşterek çocuğu görme, ziyaret etme etkileşimde bulunma hakkı kişisel ilişki kurma hakkıdır.Ancak bu hakkın kullanılması için mahkemeden bu yönde bir karar alınması gerekir.
Polis ve Jandarma ise kanundan kaynaklanmayan, ancak mahkeme kararı ile elde edebileceğiniz bu hak bakımından, elinizde mahkeme kararı bulunmaması karşısında bu talebiniz doğrultusunda işlem yapamayacaktır.
Kaldı ki; kişisel ilişki kurulması yönündeki mahkeme kararlarının icrası polis ve jandarmadan değil icra dairesinden infazını isteyebileceğiniz bir taleptir.
Eşim Çocuğumu Bana Göstermezse Ne Yapmalıyım?
Müşterek çocuklarla kişisel ilişki kurma hakkı anne ve baba açısından bir hak olduğu kadar çocuk açısından da bir hak teşkil eder.
Müşterek Çocuk ile görüşmenize izin vermiyorsa, bu takdirde yapılması gereken mahkemeden çocukla kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini talep etmektir.
Eğer bir boşanma veya ayrılık davası söz konusu ise bu takdirde boşanma davası açılırken veya boşanma davası devam ederken talep etmeniz halinde mahkemece diğer koşulların bulunması halinde çocukla kişisel ilişki kurulmasına dair karar verilecektir.
Söz konusu karar üzerine çocukla kişisel ilişki kurma yönünde diğer eş karşı çıkıyor ve buna yanaşmıyor ise kararın icra takibi yoluyla infaz edilmesi mümkündür.
Başka bir deyişle; çocukla kişisel ilişki kurulmasına dair mahkeme kararına rağmen diğer çocuğu size göstermezse bu takdirde söz konusu karar uyarınca icra memurları ve gerekirse refakate kolluk (polis-jandarma) alınmak suretiyle çocukla görüşmeniz sağlanacak ve kişisel ilişki kurmanız mümkün olacaktır.
Çocukla Kişisel İlişki Kurmak İçin Mahkeme Kararı Şart Mıdır?
Hayır. Yeter ki çocuğun velayeti kendisinde bulunan ya da çocuğun yanında bulunduğu eşin rızası bulunsun.
Aslında normalde ve eşlerden beklenen husus şudur ki; müşterek çocuk ile diğer eş arasında kişisel ilişki kurulması eşlerden daha ziyade çocuğun ihtiyacı olan bir durumdur.
Zaten kaybetme korkusu ve kaygısı içerisinde bulunan müşterek çocuğun diğer eş ile görüşmesine izin vermekten ziyade müşterek çocuğu bu yönde teşvik etmesi ve hazırlaması medeni bireylerden beklenen bir durumdur.
Dolayısıyla diğer eş çok önemli ve haklı bir neden bulunmaması halinde çocukla kişisel ilişki kurulmasına izin vermeli, çocuğun annesi veya babası ile birlikte zaman geçirmesine, onun ilgisini ve sevgisine olan ihtiyacını gidermesine yardım etmelidir. Bu şekilde düşünen eşin rızasının varlığı halinde müşterek çocuk ile diğer eş görüşebilir ve ziyaret edebilir.
Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Ne Demektir?
Çocuk kavramı, Türk Medeni Hukuku’muzda ergin olmayan bireyi ifade eder. Erginlik ise on sekiz yaşın tamamlanması ile ve henüz on sekiz yaşını tamamlamamış ancak evlenme ile elde edilen hukuksal durumu ifade eder.
Kişisel ilişki kurma hakkı, henüz ergin olmayan çocuk ile ebeveynler ile kanunda kişisel ilişki kurma hakkına sahip kişiler arasındaki iç ilişkiyi kurma yönünde mahkeme kararı ile içeriği kapsamı belirlenen ve tesis edilen, çocuğun ruhsal ve duygusal açıdan gelişimine ve korunmasına hizmet eden hukuksal bir kurumdur.
Daha basit bir tanım ile kişisel ilişki kurma hakkı: Velayet hakkı bulunmayan veya çocuk yanında bulunmayan eşin, çocuğunu ziyaret etme, çocukla görüşme, çocuk ile zaman geçirme ve kişisel ilişki kurmasını ifade eder. Ancak bu hak mahkeme kararı ile tesis edilir.
Çocukla Kişisel İlişki Kurulmasının Amacı Nedir?
Boşanma ya da ayrılık süreci sadece eşler arasında gerçekleşen bir olay değildir.
Eşler kadar çocuklar da boşanma ve ayrılık sürecinde yaşanan olaylara, çatışmalara, tartışmalara ve çekişmelere şahit olmakta ve doğrudan ya da dolaylı olarak etkilenmektedirler. Bu yönüyle belki çocuklar açısından daha travmatik sonuçları bulunmaktadır. Kaldı ki çocukların boşanma sonrasında da travmaları devam etmektedir.
Bu süreçte çocukların en büyük kaygıları ve korkuları “ebeveynlerini”, “anne veya babadan birini” kaybetme korkusudur.
Eşler, boşanma ya da ayrılık sürecini çocukların en az ve en zararsız şekilde atlatabilmeleri, bu süreçte çocukların ihtiyaç duydukları ve duygusal ve psikolojik olarak etkilenmemeleri açısından gerekli tedbirleri almak, aralarındaki problemleri çocuklara aksettirmeden ve çocuğun diğer eş ile iletişiminin tam ve sağlıklı olması için çaba sarf etmek ile yükümlüdürler.
Ancak bu yükümlülük sadece anne ve babanın değil, aynı zamanda devletin ve devletin yargı gücünü kullanan mahkeme hakiminin de ödevidir.
İşte bu nedenle çocuğun psikolojik ve ruhsal gelişimi açısından anne ve baba ile kişisel ilişki kurması, onların ilgisine ve sevgisine muhtaç olması karşısında Kişisel İlişki Kurma Hakkı sadece Anne ve Babaya değil aynı zamanda çocuğu da tanınmış karşılıklı haklardandır.
Çocukla Kişisel İlişki Kurma, Anne ve baba açısından sadece hak değil aynı zamanda yükümlülüktür.
Eşimin Çocuk İle Görüşmesini İstemiyorum Bu Mümkün Müdür?
Yukarıda da belirttiğimiz üzere müşterek çocuk ile eşiniz arasında kişisel ilişki kurulması eşinizden daha ziyade çocuklarınız için bir ihtiyaçtır.
Zaten bu düzenlemenin temelinde “çocuğun yüksek yararı” ilkesi yer almaktadır.
Dolayısıyla kural olarak çok ayrık durumlar hariç olmak üzere çocuk ile eşiniz arasında mahkemece kişisel ilişki kurulmasına dair karar verilecektir.
Ancak bu kararlar nihai kararlar olmayıp değişen şartlar, gelişen olaylar ile yeniden düzenlenebilen, değiştirilebilen ve kaldırılabilen kararlardır.
Hangi Hallerde Kişisel İlişki Kurulması Engellenebilir?
Çocuğun Yüksek Yararının gerektirdiği bazı ayrık durumlarda çocukla kişisel ilişki kurulmaması, bu yöndeki talebin kaldırılması veya var ise çocukla kişisel ilişki kurulmasına dair kararın kaldırılmasına karar verilebilecektir.
Bu durumlara örnek olarak çocuğa cinsel istismar uygulanması ya da fiziksel şiddet uygulanması hallerinde çocukla kişisel ilişki kurmaya dair karar var ise kaldırılır, bu karar henüz verilmemiş ise çocukla kişisel ilişki kurma talebinin reddine karar verilir.
Ancak sadece iki örnekle sınırlı olmayıp çocukla kişisel ilişki kurulmasının çocuğun yüksek menfaatine, çocuğun psikolojik, fiziksel ve ruhsal gelişimine zarar vermesi gerekmektedir.
Çocuk İle İlişki Kurulması Hakkından Feragat Edilebilir Mi?
Eşlerin çocuk ile kişisel ilişki kurması hakkı “velayet hakkı”ndan bağımsız bir haktır. Bugün gerek uygulamada gerekse hukuk teorisinde çocuk ile kişisel ilişki kurmanın “şahsa sıkı sıkıya bağlı kişilik haklarından” olduğu kabul edilmektedir.
Çocuk ile kişisel ilişki kurma hakkı bakımından “velayet hakkı”ndan bağımsız olduğunu belirtmiştik. Gerçekten de örneğin aralarında bir evlilik bulunmayan hallerde, evlilik dışı birlikteliklerde anne veya babanın çocuk ile kişisel ilişki kurma hakkı bulunmaktadır.
Dolayısıyla bu hak “şahsa sıkı sıkıya bağlı kişisel haklardan” olduğu için feragat mümkün değildir.
Yine şahsa sıkı sıkıya bağlı olduğundan bu hakkın başkasına devredilmesi mümkün değildir.
Dolayısıyla taraflarca Çocuk İle Kişisel İlişki Kurma hakkından feragat edildiğine anlaşma ile mahkeme huzurunda açıklanan bu yöndeki bir beyan geçersizdir. Buradaki geçersizlik “kesin hükümsüzlük” şeklindeki en ağır geçersizlik türüdür.
Çocuk İle Kişisel İlişki Kurulurken Çocukların İstekleri Dinlenir Mi?
Evet. Esasen çocuk ile kişisel ilişki kurulması konusunda karar verilirken özellikle kendi görüşlerini toparlayabilme ve ifade edebilme yeteneğine ulaşmış çocukların bu yöndeki görüşlerinin alınması bir zorunluluktur.
Bu şekilde belirli bir yaşa ulaşmış çocukların beyanları alınmadan, bu çocuklar dinlenilmeden Çocuk İle Kişisel İlişki Kurulması yönündeki mahkeme kararları üst mahkemece bozulacaktır.
Mahkeme çocuğun beyanını alırken pedagog veya sosyal çalışmacılardan yardım alabilecektir. Çocuğun beyanlarının yaşına, ruhsal olgunluğuna uygun olup olmadığı ve etki altında beyanda bulunup bulunmadıklarının tespitini isteyebilir.
Çocuğun İsteği Hakimi Bağlar Mı?
Çocuk ile kişisel ilişki kurulması konusunda en temel ve birincil ilke “çocuğun yüksek menfaati” olduğundan kural olarak mahkeme hakimi çocuğun beyanları ile bağlı değildir.
Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus, çocuğun kişisel ilişki kurulmasını istememesinin temelinde yatan nedenlerin tespit edilmesi, çocuğun bu şekilde kişisel ilişkiyi istememesinin haklı bir nedeninin olup olmadığının tespit edilmesi gerekir.
Keza çocuk kişisel ilişki kurulmasını istemiş ise de; toplanan deliller ile çocuk ile kişisel ilişki kurulması çocuğun menfaati açısından çocuğun psikolojik, fiziksel ve ahlaki açısından gelişimine ve geleceğine olumsuz etkiler doğurma ihtimalinin bulunması halinde mahkeme hakimi yine çocuğun beyanlarına bağlı kalmadan karar verebilecektir.
Çocuk İle Kişisel İlişki Kararının Kapsamı Nasıl Belirlenir?
Çocuk ile kişisel ilişki kurulması konusunda çocuğun yaşı, eğitim durumu, sağlık durumu, fiziksel engelinin bulunup bulunmaması, okul durumu gibi unsurlar nazara alınarak çocuk ile velayeti kendisinde bulunmayan ya da çocuğun yanında bulunmadığı eş ile kişisel ilişki kurulması hakkının kapsamı belirlenecektir.
Örneğin emzirme döneminde bulunan bir bebeğin baba yanında tüm gün kalması çocuğun sağlığını belki de hayatını tehlikeye sokabilecek bir durumdur.
Okula giden bir çocuğun hafta içerisinde bir gün babası ile zaman geçirmesi için kişisel ilişki kurulması çocuğun okul ve eğitim hayatını olumsuz etkileyecektir.
Dolayısıyla mahkemece çocuklar yönünden pedagog, psikolog veya sosyal çalışmacı aracılığıyla çocukların tüm durumlarını ve koşullarını ortaya koyan bir raporun dosyaya getirilmesi sonucunda doğru ve çocuk yararına olacak bir karar verilmesi mümkün olabilecektir.
Çocuk İle Kişisel İlişki Kurma Hakkı Sadece Eşlere Verilen Bir Hak Mıdır?
Eş Türk Medeni Hukuku’nda evli olan kadın ve erkeğin her birine verilen addır. Dolayısıyla eş kavramı Türk Medeni Kanunu’nda evli olan bireyler için geçerlidir.
Oysa yukarıda açıkladığımız üzere Çocuk ile Kişisel İlişki Kurma hakkı velayet hakkından bağımsızdır. Dolayısıyla sadece boşanma davalarında değil boşanma davası dışında çok geniş bir alanda uygulama alanı bulan bir haktır.
örneğin evlilik dışı birliktelik yaşayan kişiler hukuken evli olmadığından eş değillerdir. Bu evlilikten bir çocuk dünyaya gelmesi halinde ve bu kişilerin ortak yaşama son verilmesi halinde babanın velayet hakkı bulunmadığı gibi çocuk yanında olmadığı için çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını mahkemeden talep edebilir.
Aynı şekilde belirli koşulların oluşması nedeniyle mahkemece anne ve babanın velayet hakkına dokunmaksızın, çocuğu koruyucu bir aileye ve yurda yetiştirilmek üzere verilmesi halinde de anne ve baba yanında bulunmayan bu çocuk ile anne ve baba arasında kişisel ilişki kurulması mümkündür.
Yine eşlerin ortak yaşama son vermesi durumunda herhangi bir boşanma ya da ayrılık kararı veya davası bulunmasa da çocuk yanında bulunmayan eş, çocukla kişisel ilişki kurulması için dava açabilecektir.
Sadece anne baba ya da eşler için değil aynı zamanda büyük baba ve büyük anne ile yine bazı hallerde üçüncü kişiler ile de (örneğin amca, hala, dayı, teyze ile) kişisel ilişki kurulması mümkündür.
Bilgileriniz için teşekkürler.
Rica ederim. Beğendiğinize sevindim.
Babanne kişisel ilişki yatılı olarak istiyor kizimi(6). Fakat dede ve amca hakkında bildiğim seyler var (pedofili) ama ispatlayamiyorum…baba ise fetö kaçağı…kizima ve bana babanne vurmuştu kzim bunu adliyede psikoloğa da anlattı.. aynı şehirde kalmıyoruz aramızda 250km var~…hakimle özel görüşmek istedim ama mümkün değilmiş…mahkeme nasıl karar vere bilir? Ben annesiyim benim çocuğum ben karar veririm ben çocuğumun koruyucusuyum…babanne duyguları tatmin olsun diye bir çocuk külfetli yolculuk yapıp her seferinde anneden ayrılma travması mi yaşayacak?? Ben küçükken annem 1 günlüğüne akrabaya bırakmıştı mecburen hala o görüntüyü anlatamıyorum…
Ali Bey; çocuğun babasıyla kişisel ilişki kurmasına yönelik bir mahkeme kararı varsa fakat karşı taraf görüştürmeye yanaşmıyorsa, bu durumu kolluk marifetiyle tutanak altına almak/aldırmak mümkün müdür? İleride açılacak davaya ya da diğer adli girişimlerde altyapı oluşturması açısından.
Eşim madde bağımlısı,hamilelik sürecinde bıçakla saldırısı oldu ve davalık olduk ama davadan bişey çıkmadı boşanmadık ama ayrı yaşıyoruz, hiç bir şekilde maddi manevi desteği olmadı hiç aramadı çocuğum 4,5 aylık.. şimdi de çocuğu göstermiyor diye dava açmış.. ne yapmalıyım
Daha velayet kimseye verilmeden babaya çocuğu geri teslim etmek suretiyle 6 saat görebileceği şekilde görüş günü verildi ama daha velayet kimsede olmadığı için baba çocuğu kaçırsa anne çocuğu nasıl geri alabilir daha kimseye velayet verilmemiş
Merhaba,
Babaya çocuk ile görüşme için zaman tayin edilmiş ise ortada bir tedbiren velayet var anlamına gelir. Yani geçici velayet anneye verilmiş demektir. Eğer buna ilişkin bir ara kararı yok ise mahkemeden talep edebilirsiniz. Gecici velayet durumunda da babanın çocuğu teslim etmemesi halinde kolluğa (polis, jandarma) müracaat edebilirsiniz.
İyi günler
Avukat bey babanın çocuğu ADM gözetimi altında görmesine karar verildi ama daha geçici velayet verilmedi babadan gelecek Sir raporu bekleniyor bugün ADM yetkilileri ile görüştüm bana baba çocuğu alıp götürse ellerinden bişey gelmeyeceğini çünkü dostyaya bakınca daha verilen bir geçici velayet olmadığı olduğunı söylediler bana bende çocığu göstermemeye karar verdim lütfen süreç nasıl işleyecek ne yapmalıyım lütfen cevap larsanız çok sevinirim
Velayet sizde sayildigi icin babaya gorus gunu verilmis eger vrlayet babaya verilseydi size gorus gunu belirlenirdi
Meraba. Lütfen cvp yazın yalvarıyorum. Çocuklarım velayetleri ile birlikte babadalar. Mahkeme kararınca ayda iki kez görme hakkım var, şehir dışına çıkmadığı sürece görüyorum da… fakat, hiç bi şekilde telefonda konuşmamıza müsade etmiyo. Ne yapabilirim, nereye başvurabilirim?
Meraba. Lütfen cvp yazın yalvarıyorum. Çocuklarım velayetleri ile birlikte babadalar. Mahkeme kararınca ayda iki kez görme hakkım var, şehir dışına çıkmadığı sürece görüyorum da… fakat, hiç bi şekilde telefonda konuşmamıza müsade etmiyo. Ne yapabilirim, nereye başvurabilirim?
Merhabalar bu güzel yazı için teşekkür ederim .. boşanmayı düşünüyorum ama davayı evden ayrıldıktan sonra mı yapmalıyım ayrıca iki çocuğum var onları da alıp gidebilmek için mahkemeye kadar ne yapmalıyım
Merhaba bende anlaşmalı olarak ayrıldım eşimden ve bir oğlum var. Haftada yarım gün babayla kişisel ilişki kurma günü var ve bende her zaman gönderiyorum. Fakat merak ettiğim bir konu var. Ben oğlumla yılda 2 hafta veya 1 ay tatile gidemez miyim? Ne yapmam gerekir?
Kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini mahkemeden talep edin.
Selamlar bende anlaşmalı olarak ayrıldım eşimden ve bir oğlum var. Haftada yarım gün babayla kişisel ilişki kurma günü var ve bende her zaman gönderiyorum. Fakat merak ettiğim bir konu var. Ben oğlumla yılda 2 hafta veya 1 ay tatile gidemez miyim? Ne yapmam gerekir?
Merhabalar dava surecinde velayet bana verildi ancak babasi davayi acmisti ilk. Simdi mahkemeye kadar gorus gunlerinde geliyor ancak cok kalabalik geliyolar ve surekli karsi sozlu hakaret tacizleri var. Ama gelmelerine engel olamiyorum. Karakolda gorusme ayarliyor surekli yani kendi kendine aldigi bi karar bu magduru oynamak icin ve bana sozlu saldirida bulunuyor aakrabalari orda da karsilik verdigim zaman kalabalik olduklari icin hemen GOSTERMEMEK ICIN OKAY CIKARTIYOR diye polislere sikayet rlediyolar ve polisler durumu bildikleri halde hicbisey yapamayacaklarini soyleyip gonderiyolar. Bu 3 cu kisilerin grlmemesi icin bi yasa karar yokmu ya.
Velayet genelde kadina birakilmakta. Yillatrca beyinleri yikanan, zehirlenen cocuklar babaya dusman olarak yetistirlmekte. Sonra da bu cocuktan saglikli bir karar verilmesi beklenmekte. Bosanma davasini acan velayet hakkini, nafaka ve tazminat hakkini direk kaybetmeli.