İcra ve İflas Hukuku

Hak, hukuk düzeni tarafından korunan menfaatlerdir. Bu tanımdan anlaşılacağı üzere hak beraberinde menfaat kavramını ve hukuk düzeni tarafından himayeyi beraberinde getirmektedir.

Günlük hayatta,  ticari olsun olmasın bir çok ilişkide taraflar tesis ettikleri işlemler ile haklar kazanmakta yükümlülükler yüklenmektedir. Örneğin bir alım satım sözleşmesinde satıcının, ürünün bedelini (semen) alıcının ise ürünü isteme hakkı ortaya çıkmaktadır.

Şüphesiz böylesi bir ilişkide borçludan hukuk düzeni tarafından umulan şey, borçlunun basiretli bir şekilde davranarak borcunu zamanında ve tam (eksiksiz) olarak yerine getirmesidir.

Ancak sıklıkla karşılaştığımız üzere borçlu kötü niyetli olsun olmasın borcunu yerine getirmemekte ya da getirememektedir.

Böylesi bir durumda alacaklı konumunda bulunan kişilerin kendi haklarını bizzat almaya çalışmaları ve bunun için zor kullanmaları eski Türk Ceza Kanunu’nda İhkakı Hak dediğimiz suçu oluşturmakta iken şimdiki Türk Ceza Kanunu’nda yağma suçunu oluşturmaktadır.

İşte kişilerin sahip olduğu hakların hukuki himayesini teminat altına alan hukuk düzeni kişilerin alacak hakkını güvence altına almıştır. Borcunu ödemeyen borçluya karşı devletin zor kullanma yetkisini talep edebilme olanağını alacaklıya tanımıştır.

İcra Hukuku’nun diğer adı Cebri İcra’dır. Buradaki cebir, yani zor kullanma devletin zor kullanma yetkisinden doğmaktadır.

Ancak bu yetkilerin kullanılması için oldukça geniş ve hukukçu olmayan kişiler için prosedürler bulunmaktadır.

Hukuk Büromuzun çalışma alanlarından bir tanesi de Cebri İcra Hukuku’dur. Sitemizde İcra ve İflas Hukuku’na ilişkin bir çok yazı ve makaleye ulaşabileceksiniz.

Başa dön tuşu